Dostluğa,sadakate,aynı zamanda ihanete açılan kapı;Uçurtma Avcısı!!

indir        Muhteşem,muhteşem,muhteşemdi….Biliyorum,tüm okuduğum kitapları çok kaliteli bulduğumu yazıyorum size hep ama ya ben okumayı çok seviyorum yada kaliteli kitaplar seçiyorum.Ama nedeni ne olursa olsun belleğime böyle bir kitabı daha kazımaktan son derece hoşnutum:)Allahım nasıl bir anlatımdır bu yaaa!!Kitabı okumuyorum sanki görünmezlik iksiri içmiş,içinde olanları gözlüyorum gibiydi:)Khalled hosseını’nın ilk kitabıymış uçurtma avcısı.Ben ilk olarak diğer kitabı olan Bin muhteşem güneş’İ okumuştum ve onu bitirdiğimde de aynı tepkiyi vermiştim hemen hemen.Onu ayrıca yazarım bir gün.Ama bu ,hayatımda okuduğum en akıcı ,en güzel kitaplardan biriydi.Bakış açınıza yeni pencereler açan cinsten…Okurken çoğu yerde sordum kendime ben nasıl davranır yada düşünürdüm diye…İşte böyle kitapları seviyorum ya:)Önünüze yeni yollar açan…

           Hangisini daha etkileyici işlediğine karar veremediğim dostluk,sadakat ama aynı zamanda ihanet,Çift yönlü bir savaş üzerine kurulu kitabımız,hem kendi içinde hem ülkende…Afganistanın yara almaya başladığı zamanlardan hemen öncesine tekamül ediyor başlangıcımız.Uzunca süren savaşlar ve yıllar sonrasında bile ne dostlukların ne alışkanlıkların ne de milli duyguların  kişiliklerimizden silinmediğini kanıtlıyor sanki sonu…..Bahsetmek istediğim özel noktalardan birtanesi Hosseını’nın iki kitabının da beni Afganistanın yakın geçmişini,yaşadıklarını araştırmaya itmiş olması.çünkü o zamanları betimleyen  öyle etkileyici öyle acı sahneleri var ki,insan böyle bir acının gerçekten yaşanıp yaşanmadığını merak ediyor.Sürükleyici,belki gerçek belki de değil duygusal hikayesinin yanında böyle politik konularda da bilgi vermiş olması yada yaşayanların gözünden betimlenmesi çok daha kaliteli olduğunu gösteriyor kitabımızın.Aynı çatı altında ama farklı konumlarda başlayan bir dostluk hikayesinin nasıl bir kişilik etkisi yarattığını,hayatta neleri değiştirebileceğini,nereye kadar gidebileceğini  görüyoruz kitapta.Kitabımızın bel kemiği belki de tam da burası ama beni etkileyen öyle güzel bir konu daha var ki,ancak bu kadar anlatılabilirdi bir baba bir evladın gözünden…Hatırladığımız en erken dönemlerden beri acaba nasıl anlatırdık anne babamızı…Neler hissederdik anlatırken yada onların üzerimizde bıraktıkları o kat’i kişilik özelliklerini yaşarken….Çok hoşuma giden bir yeri aktarmak isterim size.Baba ve oğul arasında geçen bir yerden…

    “Yalnızca bir günah vardır,tek bir günah.O da hırsızlıktır.Onun dışındaki bütün günahlar hırsızlığın çeşitlemesidir.Bİr insanı öldürdüğün zaman ,bir yaşamı çalmış olursun.Karısının elinden bir kocayı,çocuklarından bir babayı almış olursun…Yalan söylediğinde ,birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalmış olursun.Hİle yaptığın zaman doğruluğu ,haklılığı çalmış olursun.Kendisine ait olmayan birşeyi alan insan,Bu ister bir can olsun ,isterse bir dilim nan ( ekmek)…aşağılıktır….”

     İşte böyle!!!Kitapta bakış açınızı değiştirebilecek bunun gibi yüzlerce yer var….Hasan ve Emirin küçük dünyalarında büyüttükleri dostluğun,sevginin üzerinden ilerleyen olaylar,içine iki taraflı savaşları da alarak ,nasıl bir çığ gibi büyüyor ve ömürlerinde nasıl izler kalıyor…İz bırakanlar sadece bunlar olmuyor tabi ki..Tahminlerinizi zorlayan öyle kaliteli yerler var ki,hem şaşırıyorsunuz hem üzülüyor hem daha da meraklanıyor…Muhakkak okumanızı istediğim kitaplardan birisi kısacası…Veeee işte bu harika sözlerin ait olduğu yazarımız…..k

       Başka kitaplarda görüşürüz…:)                                                                                         YANG:)